Beyin Anjiyo Nasıl Yapılır

Kategori: Nedir


Beyin anjiyosu, tıp dilinde Serebral Anjiyografi olarak da bilinen, beyin damarlarının detaylı bir şekilde görüntülenmesini sağlayan minimal invaziv bir tanı yöntemidir. Bu prosedür, beyin damarlarındaki anevrizma (baloncuklaşma), arteriyovenöz malformasyon (AVM) adı verilen damar yumağı, darlık, tıkanıklık veya diğer anormallikleri tespit etmek amacıyla kullanılır. Gelişmiş teknoloji sayesinde, bu işlem hem teşhis hem de bazı durumlarda tedavi amacıyla uygulanabilmektedir. Peki, bu önemli tıbbi prosedür, yani beyin anjiyo nasıl yapılır? Süreç, temel olarak üç ana aşamadan oluşur: hazırlık, işlem ve işlem sonrası takip.

İşlemden önceki hazırlık aşaması, anjiyonun güvenli ve başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için kritik öneme sahiptir. Öncelikle hasta, işlemi yapacak olan girişimsel radyoloji veya nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilir. Bu görüşmede hastanın genel sağlık durumu, kullandığı ilaçlar (özellikle kan sulandırıcılar), alerji geçmişi (özellikle iyotlu kontrast maddeye karşı) detaylıca sorgulanır. İşlemden önce genellikle 6 ila 8 saatlik bir açlık ve susuzluk dönemi gereklidir. Gerekli kan testleri yapılarak hastanın kan değerleri kontrol edilir. Doktor, hastaya süreç hakkında detaylı bilgi verir ve onam formunu imzalatır. Bu aşama, hastanın hem fiziksel hem de psikolojik olarak işleme hazır olmasını sağlar.

İşlem günü geldiğinde, hasta anjiyografi ünitesine alınır. Prosedür genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilir, yani hasta uyanık kalır ancak işlem bölgesi uyuşturulur. Nadiren, özellikle çocuklarda veya endişeli hastalarda, hafif bir sedasyon (sakinleştirici) veya genel anestezi gerekebilir. İşlemin en kritik adımı, kateter adı verilen ince, esnek bir tüpün vücuda yerleştirilmesidir. Bu genellikle kasıktaki femoral arter (atardamar) veya daha nadiren bilekteki radyal arter yoluyla yapılır. Girişim yapılacak bölge antiseptik solüsyonlarla temizlenir ve lokal anestezik iğne ile uyuşturulur. Ardından, doktor bu bölgeden atardamara küçük bir iğne ile girer ve bu iğnenin içinden kateteri damar sistemine ilerletir. Tüm bu ilerleme süreci, floroskopi adı verilen özel bir röntgen cihazı ekranından anlık olarak takip edilir. Kateter, vücuttaki ana damarlar boyunca dikkatlice yönlendirilerek beyne kan taşıyan boyun damarlarına (karotis ve vertebral arterler) kadar ulaştırılır. Doğru konuma ulaşıldığında, kateterin içinden opak madde olarak da bilinen iyotlu bir kontrast boya enjekte edilir. Bu boya, kan damarlarını röntgen ışınları altında görünür hale getirir. Boya enjekte edilirken hasta, kısa süreli bir sıcaklık hissi veya metalik bir tat alabilir; bu normal bir durumdur. Kontrast madde beyin damarlarına yayılırken, anjiyografi cihazı çok seri bir şekilde dijital röntgen filmleri çeker. Bu görüntüler, Dijital Çıkarma Anjiyografi (DSA) tekniği ile işlenerek kemik ve diğer dokular aradan çıkarılır ve sadece damar yapısının net bir haritası elde edilir. Bu harita, damarlardaki en küçük problemleri bile ortaya çıkarabilir. Sürecin bu detaylı ve teknolojik adımları, beyin anjiyo nasıl yapılır sorusunun temel cevabını oluşturur.

İşlem tamamlandıktan sonra kateter dikkatlice çıkarılır ve giriş yapılan damar bölgesine kanamayı önlemek için yaklaşık 15-20 dakika boyunca elle veya özel cihazlarla baskı uygulanır. Ardından bölgeye sıkı bir bandaj yapılır. Hasta, takip ve dinlenme amacıyla birkaç saatliğine gözlem odasına alınır. Özellikle kasıktan girişim yapıldıysa, hastanın kanama riskini en aza indirmek için 4 ila 6 saat boyunca bacağını bükmeden sırtüstü yatması istenir. Bu süreçte nabız, tansiyon ve giriş yeri düzenli olarak kontrol edilir. Yeterli gözlem süresinin ardından, herhangi bir komplikasyon gelişmemişse hasta genellikle aynı gün veya ertesi gün taburcu edilebilir. Taburculuk sonrası hastaya, bol sıvı tüketmesi (kontrast maddenin vücuttan atılmasına yardımcı olmak için), birkaç gün ağır fiziksel aktivitelerden kaçınması ve giriş yerini temiz ve kuru tutması gibi talimatlar verilir. Elde edilen anjiyografi görüntüleri, radyolog tarafından detaylıca incelenir ve raporlanır. Bu rapor, hastanın kendi doktoru tarafından değerlendirilerek teşhis konulur ve uygun tedavi planı oluşturulur.