Bayram Namazı Nasıl Kılınır

Kategori: Dini Bilgiler


İslam alemi için büyük bir sevinç ve coşku kaynağı olan Ramazan ve Kurban Bayramları, manevi atmosferiyle gönülleri birleştiren müstesna zaman dilimleridir. Bu özel günlerin en önemli ibadetlerinden biri de, Müslümanları aynı safta buluşturan, birlik ve beraberlik ruhunu pekiştiren bayram namazıdır. Sabahın erken saatlerinde camileri dolduran cemaatle birlikte eda edilen bu namaz, bayramın başladığını müjdeler ve günün bereketini artırır. Peki, bu özel ibadet nasıl yerine getirilir? Pek çok kişinin merak ettiği bayram namazı nasıl kılınır sorusunun cevabını adım adım, anlaşılır bir dille bu makalede bulabilirsiniz.

Bayram namazı, Hanefi mezhebine göre vacip, Şafii ve diğer mezheplere göre ise sünnet-i müekkede (kuvvetli sünnet) hükmündedir. Cuma namazı farz olan kimselere vacip olması, bu namazın toplumsal önemini de ortaya koyar. Yılda sadece iki kez kılınan bu namaz, kendine has kılınış şekliyle diğer namazlardan ayrılır. En belirgin farkı, her rekatta fazladan getirilen ve “zevaid tekbirleri” olarak adlandırılan üçer tekbirin bulunmasıdır. Bu tekbirler, bayramın coşkusunu ve Allah'ı yüceltme arzusunu simgeler.

Bayram sabahına hazırlanırken yapılması tavsiye edilen bazı sünnetler vardır. Bunlar, bayramın manevi havasına girmemize yardımcı olur. Namaza gitmeden önce gusül abdesti almak, temiz ve güzel elbiseler giymek, hoş koku sürünmek (erkekler için), misvak kullanarak ağız temizliğine özen göstermek bu hazırlıkların başında gelir. Ramazan Bayramı'nda namaza gitmeden önce hurma gibi tatlı bir şeyler yemek, Kurban Bayramı'nda ise namazdan sonraya kadar bir şey yememek müstehaptır. Ayrıca, evden camiye giderken yolda sessizce veya alçak sesle teşrik tekbirleri getirmek de bayramın ruhunu yansıtan güzel davranışlardandır. Bu hazırlıklar, kulun hem bedenen hem de ruhen bu mübarek ibadete hazır olmasını sağlar.

Bayram namazının vakti, güneşin doğuşundan yaklaşık 45-50 dakika sonra başlayıp, öğle namazı vaktine (zeval vaktine) kadar devam eden kuşluk vaktidir. Genellikle camilerde ilan edilen saate riayet edilerek cemaatle birlikte kılınır. Cemaatle kılınması vacip olduğu için tek başına kılınmaz. Eğer bir kimse cemaate yetişemezse, bu namazı tek başına kaza etmesi gerekmez. Bunun yerine evinde iki veya dört rekat nafile (kuşluk) namazı kılması tavsiye edilir.

Şimdi gelelim bu mübarek namazın kılınışına. Bayram namazı, imam ve cemaatle birlikte toplam iki rekat olarak eda edilir. İşte adım adım kılınış şekli:

1. Rekatın Kılınışı:

Cemaat, imamın arkasında saf tutar ve namaza başlamak için niyet eder. Niyet şu şekilde yapılabilir: “Niyet ettim Allah rızası için Ramazan/Kurban Bayramı namazını kılmaya, uydum hazır olan imama.” Niyetin kalben yapılması esastır, dil ile söylenmesi ise müstehaptır.

Niyetin ardından imam, ellerini kulaklarına kaldırarak yüksek sesle “Allahu Ekber” der ve cemaat de sessizce tekbir alarak ellerini bağlar. Bu, namaza başlama tekbiridir (İftitah Tekbiri).

İmam ve cemaat, sessizce “Subhaneke” duasını okur.

Subhaneke’den sonra, namazın en ayırt edici bölümü olan zevaid tekbirlerine geçilir. İmam, ellerini kulaklarına kadar kaldırarak yüksek sesle “Allahu Ekber” der ve ellerini yanlara salıverir. Cemaat de aynı şekilde sessizce tekbir alıp ellerini yanlara bırakır. Kısa bir süre beklendikten sonra, imam ikinci kez “Allahu Ekber” diyerek ellerini kaldırır ve yine yanlara salıverir. Cemaat de imama uyar. Üçüncü kez imam “Allahu Ekber” dediğinde ise bu defa eller yanlara salınmaz, diğer namazlardaki gibi göbek altında bağlanır.

Bu üç ilave tekbirden sonra imam, yüksek sesle Euzü-Besmele çeker, Fatiha suresini ve ardından bir zamm-ı sure (Kur'an'dan bir bölüm) okur. Cemaat bu esnada sessizce imamı dinler.

Kıraat tamamlandıktan sonra imam “Allahu Ekber” diyerek rükuya varır. Cemaat de imama uyarak rükuya gider. Rükudan sonra secdeye gidilir ve birinci rekat bu şekilde tamamlanmış olur.

2. Rekatın Kılınışı:

İkinci rekat için ayağa kalkıldığında, imam yine yüksek sesle Besmele çeker, Fatiha suresini ve ardından bir zamm-ı sure okur. Cemaat yine sessizce dinler.

Kıraat bittikten sonra, rükuya gitmeden önce, birinci rekatta olduğu gibi yine üç defa zevaid tekbiri alınır. İmam, ellerini kulaklarına kadar kaldırarak yüksek sesle “Allahu Ekber” der ve ellerini yanlara salıverir. Cemaat de sessizce imama uyar. Bu işlem üç defa tekrarlanır ve her tekbirde eller yanlara bırakılır.

Bu üç tekbirin ardından, dördüncü bir “Allahu Ekber” tekbiri daha getirilir. Ancak bu tekbir zevaid tekbiri değildir; bu, rükuya gitmek için alınan intikal (geçiş) tekbiridir. Bu tekbirle birlikte eller kaldırılmadan rükuya varılır.

Rüku ve secdeler yapıldıktan sonra son oturuşa geçilir. Bu oturuşta cemaat, imamla birlikte “Ettehiyyatü”, “Allahumme Salli”, “Allahumme Barik” ve “Rabbena” dualarını okur.

Dualar tamamlandıktan sonra imam, önce sağına sonra soluna “Esselamü aleyküm ve rahmetullah” diyerek selam verir. Cemaat de imamla birlikte selam vererek namazı tamamlar. İşte, bayram namazı nasıl kılınır sorusunun pratik uygulaması bu şekildedir.

Namaz bittikten sonra imam, minbere çıkarak bayram hutbesini okur. Cuma namazının aksine, bayram namazında hutbe namazdan sonra okunur ve hutbeyi dinlemek sünnettir. Hutbede genellikle bayramın önemi, birlik ve beraberlik, yardımlaşma, sıla-i rahim (akraba ziyareti) gibi konulara değinilir. Hutbenin ardından yapılan dua ile birlikte ibadet tamamlanmış olur.

Kadınların bayram namazı kılması zorunlu olmamakla birlikte, camilerde kendilerine ayrılan uygun yerler varsa cemaate katılmalarında bir sakınca yoktur. Bu, onların da bayram coşkusunu ve manevi atmosferi yaşamaları için bir fırsattır.

Sonuç olarak, bayram namazı sadece bir ibadet değil, aynı zamanda Müslüman toplumunun bir araya geldiği, küskünlüklerin son bulduğu, sevgi ve kardeşlik bağlarının güçlendiği sosyal bir olaydır. Kılınışındaki farklılıklar, bu özel günlere verilen değeri ve önemi simgeler. Kısacası, bayram namazı nasıl kılınır bilgisini öğrenmek ve bu ibadeti hakkıyla yerine getirmek, bayramın manevi feyzinden tam anlamıyla istifade etmenin ilk ve en önemli adımıdır. Bu mübarek ibadetin ardından başlayan bayramlaşma merasimi ise, kalpleri birbirine ısındıran ve toplumsal huzuru pekiştiren en güzel geleneklerimizden biridir.